15 Eylül 2011 Perşembe

10.Bölüm:''Kütük tersten okuyunca da kütüktür''

''Berk çabuk yukarı gel seninle bir şey konuşmam gerek ama önce şu elini yüzünü yıka.''dedi Berk'in annesi.Hepsi benim suçum.Ya Berk'le aramız bozulursa.Ya hiçbir şey eskisi gibi olmazsa.Ama ben de nereden bilebilirdim ki onların geleceğini.Yukarıdaki bağırışlar çağırışlar çoktan kulağıma gelmeye başlamıştı.''Bu mu bana tanıştıracağın kız?Öve öve bitiremediğin kız bu muydu yani.''Gerçekten sinilerim bozulmuştu.Koltuğa oturup ağlamaya başladım.''Ben bu sözleri işitecek kadar ne yaptım?Sadece birazcık eğlenmek istemiştim.''dedim.Berk'in babası yanıma oturdu.Nasıl olduysa ''Merak etme İpekciğim anneler oğullarının ciddi bir ilişkiye başlamalarını kabullenemezler.Çünkü anneler oğullarını hala çocuk gibi görürler.O yüzden sen hiç merak etme bu duyduklarının hiçbiri seninle ilgili değil.Ne yaparsın annelik içgüdüsü işte.''dedi.Annesiyle Berk aşağıya indiklerinde Berk kıpkırmızı olmuştu.Onun o haline öyle üzülmüştüm ki...
Annesi bana kötü kötü bakıyordu.Öylesine kötü bakıyordu ki benden iğrendiğini düşünür hale gelmiştim.Annesi ağzını eliyle kapatıyordu.Sanki az sonra gülecekmiş gibi.Herkes bana bakmaya başlamıştı bile.Neler oluyor?Kafam allak bullak olmuştu.Hepsi bir ağızdan gülmeye başlamışlardı.Ben hala bir şey anlamamıştım.Berk de ''Gel hayatım seninle bir şey konuşmam gerek''diyerek beni mutfağa götürdü.''Neler oluyor Berk? Annen az önce benim hakkımda neler diyordu şimdi ise gülmekten kendini alamıyor.''dedim.Bu da ne şimdi sesim mi titriyor benim yoksa ağlayacak mıydım.Boğazım düğüm düğüm olmuştu.Biraz daha konuşursam resmen ağlayacaktım.Ve evet başlıyoruz.Ağlamaya başlamıştım bile.''Aman da aman benim sevgilim ağlar mıymış''dedi Berk.''Ne?''dedim.Ama hala ağlıyordum kendimi durduramıyordum.Hıçkırıklara boğulmuştum.''Hepsi benim yüzümden''diyip Berk'e sarıldım.''Tamam İpek sakin ol herşeyi sana anlatacağım.''dedi Berk.''Çoğu kez annem böyle konuştu ve beni sevdiğini zannettiğim kişiler bu duruma tahammül edemeyip çekip gitmeyi tercih ettiler.Çünkü çekip gitmek onlara daha kolay geldi.Sen ise kalbinin sesini dinledin ve burada kaldın.Çekip gitmedin.İşte ben sana bu yüzden aşık oldum.''dedi.Böyle çok komik görünüyorsun aşkım hadi sen de elini yüzünü yıka her tarafın un olmuş.Alnında da yumurtanın sarısı kalmış.Hadi yıka da gel.dedi Berk.Aşağıya indiğimde Berk'in annesi sanki demin söylediklerini  unutmuş, adeta bir melekti.Babası zaten çok iyimser biriydi.Kısacası onları kendi annem babam gibi sevmiştim.Olayları tatlıya bağladıktan sonra onlar evlerine gittiler.Berk de beni dışarı çıkarmak için üstünü değiştiriyordu.Ben de koltuğa oturmuş Berk'i bekliyordum.Berk'in telefonu çaldı ben de kapanmasın diye açtım merdivenlerden yukarı çıktım bir yandan da hattın diğer ucundaki kişiyle de konuşmaya çalışıyordum.pek iyi bir ingilizcem olmasa da çat pat bir şeyler konuşmaya çalıştım.Sophia mı?Bu geçen gün Berk'in bağıra çağıra konuştuğu kız değil miydi?Aaa!Bu kız azıcık türkçe biliyor.''Yok efendim Berk'le aralarını ben bozmuşum da bilmemne...''Odaya çıktığımda ''Berk bu da ne demek oluyor?Sophia kim?''dedim.''Önemsiz birisi hiç verme telefonu hatta kapat.''dedi.Ben de kapadım.Ertesi sabah bavullarımızı hazırladık.Akşam İstanbul'a sevgili apartmanımıza geri dönecektik.Son günümüzde dışarı çıkıp yepyeni son moda kıyafetler aldık.Ordan yemek yemeğe gittik.Yeni aldığımız fotoğraf makinesiyle bir sürü fotoğraflar çekmiştik.Kısacası çok eğlenmiştik.Annemlere hediyeler aldıktan sonra eve dönmüştük.Torbaları yere bırakır bırakmaz kapı çaldı.Bu saatte bu kadının ne işi var burada?Ben bu kadını bir yerden tanıyorum sanki.Hah evet buldum benim adres sorduğum kadındı bu.Ama yine de bu saatte burada ne işi vardı?Berk'e koşup sarıldı,bir de üstüne üstlük yanağından öptü.''Tanışıyor musunuz Berk?''dedim.''Yani....''dedi Berk.Kadın kendini tanıttı.Adı Sophia'ymış.O an bir şeyler döndüğünü farkına vardım.Kadın Berk'e sülük gibi yapışıyordu.Sanki Berk'in sevgilisi ben değilim de Sophia'ymış gibi...Ne?Ne dedim ben?Sülük gibi yapışıyordu dedim.Hayır hayır ondan sonra ne dedim?Berk'in sevgilisi ben değilim de Sophia'ymış gibi.dedim.Sabırla kadını gitmesini bekliyordum.Hah işte gidiyor.Kadın gider gitmez Berk'ten hesap sormaya başladım.''Kim bu kadın Berk?'' ''Eski bir arkadaş ya okuldan''dedi.''Hiç de okuldan arkadaşa benzemiyor.Resmen ağzına düşecekti.'' ''Ne yani yalan mı söylüyorum ben şimdi?''dedi.''O kadını kim olduğunu bana açıklayacaksın hem de hemen.''dedim.''Kıskandın mı şimdi sen beni?''dedi Berk.''Yok canım ne kıskanması-KIS-KA-NI-YO-RUM-ama sana o kadar yakın olması hoşuma gitmedi.''dedim.''Bu konuyu kapasak artık canımı sıkmaya başladı.''dedi.''Ne olur canın sıkılırsa Sophia gelirken canın sıkılmıyor.Keyfin pek yerindeydi.''dedim.''Siz kadınlar yok mu her şeyi en ince ayrıntısına kadar didikliyorsunuz.''dedi.''Konuyu değiştirme kimdi o kadın diyorum'' ''Yeter artık eski sevgilimdi memnun oldun mu?İçin rahat etti mi?Senin eski sevgilin Tolga nasıl varsa Sophia da öyle var.'' dedi Berk.İnanamıyorum bu Berk mi?Sadece ''Ne?''diyebildim.''Ya tamam özür dilerim İpek öyle demek istemedim.İpek herşeyi sana anlatacağım dedi.Uçakta bir tek kelime bile etmiyorduk.Berk defalarca özür dilesede beni gerçekten çok kırmıştı.İstanbul'a indiğimizde Berk'e hiçbir şey söylemeden bir taksi tutup eve gittim.Saat de epey bir geç olmuştu.Kapıyı açtığımda hayretler içinde kaldım.Çünkü yerler gül yapraklarıyla doluydu.Sehpanın üstünde bir not yazıyordu:SENİ SEVİYORUM....

7 Eylül 2011 Çarşamba

9.Bölüm:''Oyun Daha Yeni Başlıyor''

Neyse ki korktuğum başıma gelmemişti.O karanlıkta pek seçememiş olacağım ki bu kutu yüzük kutusuna göre gayet büyükmüş.Berk kutuyu açtı.Kutunun içinden ışıl ışıl parlayan bir kolye çıktı.''İnanmıyorum Berk bunu bana mı aldın?'' ''O akşam doğum günü hediyeni verememiştim,her  şey o kadar ani gelişti ki...''dedi.Saçlarımı tepemde topladıktan sonra Berk o muhteşem kolyeyi boynuma taktı.Kolye öylesine güzeldi ki eve gidene kadar ona dokunup durdum.''Çok teşekkür ederim, doğum günümde aldığım en güzel hediye bu''dedim.Berk de gülümseyerek bana baktı.Ama sanki gözlerinde bir mutsuzluk vardı zorla gülüyordu.Hiç bozuntuya vermedim.Eve geldiğimizde Berk suratıma suçlu suçlu bakarak''Bir aylığına Amerika'ya gitmem gerekiyor.Babam şirketteki bazı işleri bana devredecekmiş.''Berk gideceğini söylediği an çok üzüldüm.Ama aklıma nur topu gibi fikirler gelmeye başladı bile.Berk'e ''Peki,tamam.Bir ay dediğin nedir ki ?Göz açıp kapayıncaya kadar geçer.''dedim.Berk biraz afallayıp suratıma manasızca baktı.İki gün sonra yola çıkacakmış.Berk'e bavulunu hazırlamasında bir güzel yardım ettim.Amerika'nın tam olarak neresine gideceğini,şirketin adını her şeyi ama her şeyi Berk'ten öğrendim.İki gün sonra Berk yola çıkmaya hazırdı.''Bak hayatım iki gün bile ne çabuk geçti,bir ay da işte böyle geçecek.''dedim.Berk herhalde benim salya sümük ağlamamı bekliyordu.Uçağın anonsuyla Berk'le vedalaştım o da uçağa bindi.Son beş,dört,üç,iki,bir ve sıfıııııırrr.Berk'e bay baaay.Berk Amerika'dayken ben İstanbul'da durur muyum?Berk'in uçağından sonraki uçuşa yerimi ayırtmıştım bile.Bir kaç dakika sonra ben de Amerika'ya uçuyordum.Çılgınlık bu yaptığım!Madem Amerika tam bana göreymiş,görün bakalım Berk bey nasıl geliyormuşum oralara.Ve işte bu uzun yolculuktan sonra ben de Amerika'daydım.Her sürprizi Berk bey mi yapacak biraz da biz yapalım değil mi?İtiraf ediyorum Amerika'da hiç bir yeri adam akıllı bilmiyordum.Yolumu şaşırıp zenci çetelerinin olduğu sokaklara girersem tuzla buz olurdum mazallah.Telefonum çalıyor.Korktuğum başıma geldi çünkü arayan Berk'ti.''Alo aşkım nasılsın?Merak etme çoktan geldim Amerika'ya.Şimdi evdeyim.Annem ve babamla hasret gideriyorduk.Eee?Sen ne yapıyorsun?'' ''İyiyim hayatım, ne olsun evdeyim,seni özledim.''dedim.''O seslerde ne hayatım?''dedi Berk.Eyvah!Şimdi yandım işte.''Şey...Hayatım yabancı haber kanallarına merak saldım da ingilizcemi geliştirmek için.''diye saçma sapan bir yalan uydurdum.''Hımm...Ne zaman böyle şeylere merak saldın anlamadım.Bu arada anneme internetten senin resmini gösterdim ve şimdi de senden bahsediyorduk.Seni çok sevdiler,selam söylüyorlar umarım yüz yüze de görüşürsünüz.''dedi.''Teşekkür ederim,sen de onlara benim selamımı ilet.''dedim.''Şimdi kapamam gerekiyor''dedi.''Sonra tekrar aramayı unutma ama ''dedim.''Peki tamam ararım,hoşçakal''dedi ve telefonu kapadı.Bir bayana elimdeki adresi uzatıp evin nerede olduğunu sordum.O gerçi tarif etti ama taksiyle gidersem evi daha kolay bulabileceğimi söyledi.Taksiden indikten sonra evin önünde birkaç dakika bekledim.Yolun sonundaki ev de Tolga'nın bahsettiği eviydi.Şu anda önünde durduğum ise annesiyle babasının eviydi.Berk'in evine doğru yürümeye başladım.Ev harika gözüküyordu.İki katlı müstakil bir evdi.Kocaman bahçesi,çiçekleri,ışıklarıyla göz kamaştırıyordu.Kapıyı çaldım fakat açan olmadı.Berk'i aradım,telefonu açar açmaz ''Demek hasretime dayanamayıp benden önce davrandın.''dedi.''Evet,hem özledim hem de aklıma bir şey takıldı,sen şu an neredesin?'' ''Ben şu an şirketten çıktım ve arabamla eve doğru geliyordum,neden sordun?Önemli bir şey olmadı ya?''dedi. ''Yoo...Sadece merak etmiştim,peki tamam sonra görüşürüz''diyerek telefonu kapadım.Eyvah geliyordu.Nereye saklansam?Bu sürpriz bozulmamalıydı.Garaja doğru ilerledim ama garaj kapalıydı.Çareyi çitlerin arkasına saklanmakta bulmuştum.Gerçi bavulumun bir kısmı gözükse de Berk'in o yorgunlukla göreceğini pek zannetmiyordum.Evet ve işte Berk de geldi.Arabasını garaja koyduktan sonra-bu araba İstanbul'dakinden çok daha güzeldi-yorgun adımlarla kapıya doğru yürüyordu.Daha kapıya gelmeden telefondaki kişiyle hararetli hararetli konuşuyordu.Arada bir ''SOPHIA''adını duysam da net bir şey duyamamıştım.Kapıyı çaldığımda Berk hala telefonla konuşuyordu ve ingilizce ''Sophia her şey çoktan bitti.Hala anlamıyor musun?''dedi.-biz de bu kadarını anlayabiliyorduk-Beni karşısında görünce öyle şaşırdı ki telefonun ucundaki kişiyle de konuşmasını sonlandırdı.''İpek?Senin ne işin var burada?Nasıl geldin?Nasıl buldun burayı?''dedi.''Sağolsun bir bayan bana yolu tarif etti ben de taksiye atladığım gibi geldim.Hadi beni içeri almayacak mısın?''dedim.''Hayır!hayır! yani eve alacağım da seni bir anda karşımda görünce çok şaşırdım.Geleceğini hiç düşünmemiştim''dedi.''Birkaç saat sonra Berk'le birlikte yemek yapıyorduk.Sıra çorbanın terbiyesini yapmaya gelmişti.''Demek gelmemi beklemiyordun.Şimdi sen görürsün''der demez unu Berk'in suratına attım.O da bana karşılık verdi.Ben hiç durur muyum yumurtayı kaptığım gibi Berk'e ...Off ıskaladım.Berk beni tam alnımın ortasından vurmuştu ki kapı çaldı.''Dur Berk ben açarım.''dedim.Bunları söylerken de bir taraftan gülüyordum.Kapıyı açmamla ''Berk!Oğlum biz geldik''sesini duydum.Eyvah!Berk'in annesiyle babası...Annesi bir bana bir Berk'e baktı.''Neler oluyor burada?''dedi.-Neler olmuyor ki müstakbel kayınvalideciğim!Sonunda yüz yüze görüşebilmiştik(!)Vallahi bu halimden sonra Berk'le devam etmemiz biraz şüpheli(!) gibi görünüyor....

6 Eylül 2011 Salı

8.Bölüm:''Mutluluk peşimi bırakmıyor''

Annemle babama Berk'ten hiç bahsetmemiştim ki...Artık mantıklı düşünemez oldum ve Berk'i kolundan tuttuğum gibi içeri aldım.''Anne ,baba size bir şey söylemem gerekiyor.Bu Berk...Erkek arkadaşım.''Üstümden büyük bir yük kalkmıştı.Ama Tolga'yı unutmuştum.Tolga hala bas bas bağırıyordu.Tolga kapının önündeydi.Berk''Sen hiç merak etme ben onunla konuşurum,şimdi sen annenle babanı yalnız bırakma''dedi.Ne bir gürültü ne de bir patırtı duydum ama içim içimi yiyordu.Az sonra kapı çaldı. Berk herşeyi hallettiğini korkacak bir şey olmadığını söyledi.Annem sanki hiçbir şey olmamış gibi Berk'le sohbet etmeye başladı,babam da Amerika'da yaşadığı ilginçlikleri anlattı.Bizimkilerle Berk tahmin etmediğim derecede iyi anlaştılar.Annem arada bir Berk'i süzüp babama fısır fısır bir şeyler söylüyordu ben de doğrusu duymamazlıktan geliyordum.Berk zaten ne hakkında konuşursa konuşsun gözünü benden ayırmıyordu.İtiraf ediyorum ben de onu sevmeye başlamıştım.Gerçi onu ilk gördüğümde beğenmiştim de belli etmemiştim diyelim.Annemlere kalmaları için ne kadar ısrar etsemde kabul etmediler.Annem evde bir sürü yerleştirilecek eşyasının olduğunu,babam da yeni aldığı elektronik zımbırtıyı kuracağını söyledi..Fazla da ısrar etmedim zaten onlar da yarım saat sonra kalktılar.Berk de benimle birlikte etrafı topladıktan sonra evine gitti.Yok bu böyle olmayacak sağa dön sola dön uyuyamıyorum.Kafaya taktım bir kere.Bu olanları aklımdan çıkarabilmek için kızlarla acilen bir plan yapmam gerek.Sabah olduğunca kızları sırasıyla aradım.Melis erkek arkadaşıyla sinemaya gidecekmiş Ece desen o da tatile çıkmış.Neden zor zamanlarımda herkes benden uzaklaşıyor anlamış değilim.Yukarı çıktım.Kapıyı çaldım açan olmadı,bir daha bir daha derken biri gözlerimi avuçlarıyla kapadı ve''bil bakalım ben kimim?''denen o klasik soruyu sordu.''Berk sensin''dedim.''Cık cık cık...Hiç olmadı bu, ne çabuk unutulduk ,Can ben ''dedi. ''Aaa Can sen de nereden çıktın böyle'' dedim.''Burada senden başka bir arkadaşım daha oturuyor  o da malum yeni taşındı hayırlı olsuna geldim.''dedi.Can...Berk..Ne alakası vardı.Nereden tanışmış olabilirlerdi ki?O anda telefonum çaldı ''Nasılsın hayatım?''Gayet neşeliydi bu Berk hatta sevinç patlaması yaşıyor bile denebilirdi buna.''Berk seni burada bekleyen bir misafirin var.Eve gelmelisin çocuğa ayıp olacak.''dedim.''Çocuğa mı? Aaa nasıl da unuttum.Tabii ya bugün bana Can gelecekti.Tamam hemen geliyorum.''dedi.Berk geldi.Hep beraber Berk'in koltuklarına kurulmuş sohbet ediyorduk.Laf lafı açtı.Berk, Can'la benim çok yakın arkadaş olduğumuzu öğrenince çok şaşırdı.Sevgili olduğumuzu Can'a söylememe kararı aldık şimdilik.Zamanı gelince ona da anlatacaktık herşeyi.Can müsaade isteyip kalktı.Berk'le baş başa kalmıştık.''Seni en kısa zamanda ailemle tanıştıracağım.''dedi.Ben hiçbir şey demedim.böyle konular beni sıkmaya başlamıştı.''Beni tekrar götürecek misin o sessiz sakin evine?''dedim.''Birkaç haftalık tatil ikimize de iyi gelecek.''dedi Berk.''Ne tatili?''dememe kalmadan Berk ''Hadi sen de bavulunu hazırla tatile çıkıyoruz''dedi...
Bir buçuk saatin ardından bavullarımızı hazırlamış ve yola çıkmıştık.Buranın havası bile başkaydı.Yol boyunca hiç uyumamıştım ve fena halde uykum gelmişti.Eve vardığımızda kendimi kanepeye attığım gibi uyuya kalmışım.Akşam üzeri çılgınlar gibi çalan müziğin sesine uyandım.Berk bana sormadan ilk defa bir karar vermişti.Havuz partisi veriyordu.Ya daha bugün geldik neyin partisi bu şimdi?Nereden bulur böyle fikirleri bu çocuk anlamadım gitti.Berk...Hayır bu olamaz...Berk sarhoştu.Hem de kendini unutacak halde sarhoştu.Yanındaki sarışın kızla sarmaş dolaş dans ediyordu.Uzun boylu bir adam kolumdan tuttuğu gibi beni dansa kaldırdı.Adamın yaptıklarına hele de Berk'in bu hale gelmesine anlam veremiyordum.Çok sinirlenmiştim o sinirle nasıl bağırdıysam artık ''Yeteeer? Kesin sesinizi. Neler olduğunu biri bana açıklasın''dedim.''Parti bitti herkes evine diyerek herkesi kovaladım''.Berk ne hale geldin sen böyle?Tolga'dan bir farkın kalmadı.Berk durumu açıklayacağını belki binlerce kez söyledi.Artık onu dinlemiyordum ve ağlamaya başladım.Berk bana sarıldı bense onu geriye ittim.Ağaçların arkasında teker teker demin kovduğum insanlar çıkmaya başladı.Ve hepsi bir ağızdan'' Süürpriiiiiiz'' diye bağırdılar''.İyi ki doğdun İpek'' diye mırıldanmaya başladılar.Kocaman bir pasta geldi.Meğer Berk'e kızmakta haksızmışım.Bana aklı sıra rol yapmış.Bütün olanları Can'la birlikte planlamışlar.Zaten doğum günü tarihimi de Can'dan öğrenmiş.Ah Berk sen yok musun sen.O kadar duygulandım ki tekrardan ağlamaya başladım ve Berk'e öylesine sıkıca sarılmışım ki bir an nefes alamadığını  hissettim...Her şey çok güzeldi.Berk'le tanıştığımdan beri mutluluk peşimi bırakmıyordu.Aman nazar değmesin.Zaten de bırakmasın,ben böyle iyiyim.Ertesi gün Berk dün akşamki partide çekilen tüm fotoğrafları internet sitesindeki hesabına koymuştu.Beraber hem fotoğraflara bakıyor hem de kahkahalara boğuluyorduk.Akşam Berk beni yemeğe çıkardı.Gayet güzel bir akşam geçirdik.Yemekten sonra sahilde yürümeye başladık.Her zamanki gibi havadan sudan konuşuyorduk ki Berk elinde bir kutuyla -yüzük kutusuna benziyordu-bana doğru döndü.Yoksa bana evlenme mi teklif edecekti?..

5 Eylül 2011 Pazartesi

7.Bölüm:''İlişki durumu:Karmaşık''

Sabahtan beri düşünüyorum.Bu iş canımı sıkmıştı.Tolga'nın bu davranışlarının hesabını sormak üzere tekrar onun evine gittim.Yine o kız kapıyı açtı.Her zamankinden farklıydı bu kız...Bön bön bakan gözlerinin içi sevinçten parıldıyordu.''Gelsene İpek''dedi.Adımı nasıl da öğrenmiş bizim yabancı gelin.''Sana her şeyi en başından anlatacağım''dedi.Demek ki Tolga evde değildi.2 saat sonra Tolga'nın zavallı kıza neler yaptığını öğrendim.Kızın adına o kadar üzüldüm ki kız biraz daha konuşursa ağlayabilirdim.Zaten bir kaç gündür moralimin iyi olduğu söylenemez.Tolga'yla kız bir barda tanışmışlar,kızla kısa süreli bir ilişkisi olmuş ve işin kötüsü tam ayrılacakları gün kız Tolga'dan hamile olduğunu ona söylemiş.Böylece Tolga da kızı bırakamamış.Çocuk olmasaymış kesin bırakırmışda bilmemne...Kızla uzun süre konuştuktan sonra Tolga'yla konuşmaktan vazgeçtim.Sırf kıza acıdığım için...Yoksa ben bilirdim o Tolga'nın hakkından gelmeyi ama o kıza dua etsin.Oradan hızlıca çıktım.Evin eksiklerini gidermek için alışverişe çıktım.Elim o kadar ağırdı ki paraya kıyıp taksiye bindim.Eve geldiğimde ayaklarımda derman kalmadı desem yeridir.Bir de kapı çalmasın mı?Gelen Berk'ti.''Eee?Bugün nasılsın güzellik?''dedi.Ben de hiç bozuntuya vermeden ''iyiyim sen?''dedim.''Sana harika bir sürprizim var''der demez kolumdan tuttuğu gibi beni arabasına bindirdi.''Delirdin mi sen?Nereye gidiyoruz böyle?''dedim.Berk hiçbir söylediğime cevap vermeden arabayı sürmeye devam etti.İki buçuk saatlik yolculuktan sonra sessiz sakin bir eve getirdi beni.Kır evi gibiydi.Bahçesi,ağaçları evin arkasındaki havuzla yazlığı andırsa da bu ev tam bir kır eviydi.Pencerelerdeki bantlar hala çıkartılmamıştı.Yoksa eve hiç adımını atmamış mıydı?''Yeni evim''dedi Berk.''Sen daha 1 hafta önce bizim apatmana taşınmamış mıydın?''dedim.''Hayır bu evi sana aldım''dedi.Neee??Bu ev yani şimdi benim miydi?Yok yok olmaz 1 hafta önce tanıştığım birisinden böylesine bir hediyeyi kabul edemezdim.''Hediyen çok güzel ama kabul edemem,üzgünüm.Belki hayatımda şu ana kadar aldığım en anlamlı hediyelerden bir tanesi ama gerçekten kabul edemem.''dedim.''Beğenmedin mi yoksa?''dedi Berk.''Beğendim beğenmez olur muyum?Ama lütfen benden bu evi kabul etmemi isteme.''''Peki o zaman sen benim bugünlük misafirim ol.Hadi gel sana evimi gezdireyim.''dedi Berk.Ev üç katlı şirin mi şirin bir o kadar da içindeki eşyalarla göz kamaştıran bir evdi.''Hadi havuza girelim.'' dedi Berk.''Ama yanımda bikinim yok ki nasıl gireyim?''derken Berk beni havuza atmasın mı sırılsıklam olmuştum.Ardından o da atladı havuza.''Delirdin mi sen? başka kıyafetim de yok hani sadece evi gezecektik?''dedim.Berk de ben bilmem anlamında kafasını salladı.Havuzdan çıktığımızda başımızda iki tane hizmetçi vardı.Havlularımızı bize uzattı ve ortalıktan kayboldular.''Nasıl yeni evimi beğendin mi?''dedi Berk.Ben de''Hıı hıı çok beğendim, hele havuzuna bayıldım bayıldım.''dedim.''Demek çok beğendin bak sen''dedi.''Hıı hıı.''dedim.İkimizde gülüşmeye başladık.Berk bana sevgi dolu gözlerle bakıyordu.Berk elini havaya kaldırmasıyla yine o beyaz önlüklü hizmetçiler yanımızda ellerinde tuttukları içeceklerle bitiverdiler.''Merak etme İpekciğim içeceklerimizde sıfır alkol bulunmaktadır''dedi benimle alay edercesine.''Tadı güzelmiş meyve kokteyline benziyor''dedim.''Ta kendisi''dedi.Saat epey bir geç olmuştu neyseki kuruyabilmiştik.Ev o kadar güzeldi ki kendi evime gitmeyi hiç mi hiç düşünmüyordum.Berk ''ben arabanın anahtarına alayım da yola çıkalım anca gideriz saat epey bir geç oldu''dedi.''Burada kalalım''dedim. Berk de seve seve kabul etti.Dvd yığınına bir göz gezdirdim ve harika bir korku filmi buldum.Film o kadar korkunçtu ki ya gözümü kapatıyordum ya da Berk'e sarılıyordum.Filmdeki karakterlerle konuşmaya başladığım anda Berk dvd yi kapatıp romantik komedi filmi açtı.Romantik yönü ağır basan bir filmdi ve çok güzeldi filmin yarısında uyuya kalmışım Berk beni yukarıdaki odaya götürmüş kendi de kanepede yatmış.Sabah olduğunda Berk hala uyuyordu ben de bu durumu fırsat bilerek güzel bir kahvaltı hazırladım.Berk'i öperek uyandırdım.''Haydi elini yüzünü yıka ikimize kahvaltı hazırladım''dedim.''Gözlerime inanamıyorum ne güzel bir kahvaltı bu''dedi.Kahvaltımızı ettikten sonra eve dönmek için hazırlandık.Yolda telefonum çalmaya başladı.Annem!Babamla yurtdışından dönmüşler ve akşam saat sekizde bana yemeğe geleceklermiş.Bir bu eksikti...Saat sekiz...Yorgunluktan neredeyse yere yapışacaktım.Yemekleri yapmama Berk yardım etti.Benden güzel yemek yapıyor bu çocuk.Annem ve babamla karşılama seremonisi geçtikten sonra hemen yemeğe oturduk.Onlar da Amerika'ya gitmişler.Çok güzelmiş bir dahaki gidişlerinde beni de götüreceklermiş.Aman ne güzel...Kapı zırr zırr ötüyor.Benim evimde değişmeyen tek şey şu kapı zili zaten.Gelen Berk'ti...Eyvah ne yapacağım şimdi ben?Annemlere Berk'ten hiç bahsetmemiştim ki.İpeeeeek!!! Eyvah bu da Tolganın sesiydi, merdivenlerden çıkıyordu.Bana bir normal gün yok zaten.Yandım ben Yandım....

6.Bölüm:''Gerçek Mi?''

Tolga'nın sesi giderek yükseliyordu.Yani ben seni ne yapayım Tolga?Sabahın köründe ne işin var orada.Bir dakika ya oradaki kalabalık da ne öyle.Herkes nereye,kime bakıyordu öyle?Berk...Berk'in ne  işi vardı orada?Berk hızlı adımlarla Tolganın yanına geldi ve şöyle dedi:''Sen İpek'i rahat bırakmayacak mısın?Onu rahatsız etmeye ne hakkın var?..'' ''Bak güzel kardeşim,şimdi burada olanları hiç olmamış gibi düşünelim sen de paşa paşa evine geri dön ''dedi Berk.Berk'ten böyle konuşmasını hiç beklemiyordum.Ben böyle düşünedurayım onlar da yumruk yumruğa kavgaya tutuşmasınlar mı?Apar topar aşağıya indim.Mahalleli çoktan Berk'le Tolga'yı ayırmak için seferber olmuşlardı.''Ne oluyor burada dedim?''''Neyin peşindesiniz?Tolga sen hala bıkmadın mı?Baktın kapıma dayandın olmadı şimdi de işleri kavgayla mı halledebileceğini sanıyorsun?''dedim.Bir anda bir sessizlik oldu.Tolga hiçbir şey demeden sadece bana  bakarak gitti.Bütün mahalleli bir köşesine çekildi.Berk bana hayretler içinde bakıyordu ve gülmeye başladı.Öncesinde Berk'in bu tavrını pek anlamamış olsam da sonradan bana neden güldüğünü anlayabildim.Sokağa geceliğimle çıkmıştım.Başladık ikimiz de kahkalarla gülmeye..Berk de ''Sen ne tuhaf bir kızsın,iyi ki senin gibi bir komşum var yoksa böyle aksiyonu nerede bulurdum ben''dedi.Ben de sadece ona ''deli''dedim.Berk sırıtarak bugün işim olup olmadığını sordu.Beni dışarıya kahvaltı etmeye götürecekmiş .Ben de kabul ettim.Beraber atladık arabaya ve Berk beni boğaz manzaralı bir yere götürdü.Burası muhteşem bir yerdi.Ahşap masaların üstünde rengarenk örtüler vardı,boğaz manzarası ise harikaydı.Yanımıza gelen garson Berk'i tanımış olacak ki-demek ki Berk daha önce de buraya geliyormuş-''Buyrun Berk bey 3 numaralı masanız hazır''dedi.Ne yani bütün bunları önceden mi planlamıştı?Kahvelerimizi yudumlarken konu Berk'in ailesine gelmişti.Berk'in annesiyle babası Amerika'da yaşıyorlarmış.Berk mutlaka benim de Amerika'yı gezmemi, oranın tam bana göre olduğunu söyledi.Amerika'yı hiç görmesem Berk'in söylediklerine inanacaktım.Tamam, Amerika'ya şu ana kadar hiç gitmemiş olabilirim fakat izlediğim filmlerden yola çıkarak Amerika'nın bana göre olmadığına karar verdim .Berk sanki arama motoru gibi durmaksızın hatta nefes almaksızın Amerika'daki önemli ve gezilmesini gereken yerlerden bahsediyordu.Ne kadar da çok bilgisi vardı.Tabii ben de o kadar sene Amerika'da  yaşasam ben de bilirdim onun bildiklerini.Kahvaltımızı bitirmiştik,Berk hesabı da ödedikten sonra oradan ayrıldık.Ben eve gideceğimizi zannederken Berk arabayı kenara çekti.Yani kenara çekti dediysem de deniz manzarası gören bir yere çekmişti arabayı.''Neler oluyor? Arabaya bir şey mi oldu?''dedim.O da sanki bu dediklerimi hiç duymamış gibi gözlerimin içine baktı.Daha önceki bakışmalarımızdan farklıydı bu.''Sen çok farklısın.Diğerlerine benzemiyorsun.Bir kaç gündür kafamı kurcalayan birtakım duygular vardı ve sana aşık olduğumu anladım.''dedi Berk.Ben de salak gibi''Duygularının farkına varman güzel''demez miyim ''İşte sana bu yüzden aşık oldum''dedi Berk.Beni öpmek için yaklaşırken bense ona sarılmayı tercih ettim.Gerçekti bu.Berk bana aşık olmuştu.Acaba ben de ona mı aşık olmuştum?Kafam allak bullaktı.Bir dakika..Bir dakika ne yani biz..Berk ile ben ..Şimdi...Biz SEVGİLİ mi olmuştuk?..

4 Eylül 2011 Pazar

Bölüm:5 ''Rüya''

Uyandığımda saat sabahın beşiydi.Demek hepsi birer rüyaymış.Yangın,Berk'in bana gelmesi ve polisin kapıma dayanması hepsi hepsi birer rüyadan ibaretmiş.Uyandığımda derin bir oh çektim,iyi ki gördüklerim gerçek değildi içim o kadar rahatlamıştı ki...Kapı çaldı ve gelen Berk'ti.Yarın birkaç arkadaşıyla sinemaya gideceklermiş.Beni de çağırdı.Normal zamanda olsa gitmezdim.Yani sonuçta 2 gündür tanışıyoruz Berk'le.Ama kız arkadaşlarının da geleceğini söyleyince bu fırsatı kaçırmak istemedim.Berk ısrar kıyamet gelmem gerektiğini ,Saat sekizde beni kendisinin götüreceğini söyledi.Tabii hiç kaçırır mıyım? Hemen alışverişe çıktım,bir kaç parça kıyafet aldım ve kuaförün yolunu tuttum.Eve döndüğümde saat 7.30 olmuştu bile.Yarım saatte de makyajımı yaparsam Berk geldiğinde de hazır olurum.Kapı çaldı ve Berk geldi.Hemen yola çıktık.Garaja indiğimizde hayretler içinde kaldım.Çünkü Berk'in arabası beni benden aldı.Çok güzel spor bir arabası vardı.Sinemaya geldiğimizde Berk arkadaşlarına ''biz burdayız hadi gelin '' dedi.Çok düzgün arkadaşları vardı.Hepsiyle gayet iyi anlaştım.Pek çok ortak yönümüzün olduğunu farkettik.Ne?Bu kız Tolga'nın yanında gördüğüm kız değil miydi? Bu kızın burada ne işi var?Demek ki tam bir saattir hanımefendiyi bekliyormuşuz.Kızla konuştukça onun düşündüğüm kadar da sinir bozucu olmadığını anladım.Tolga'nın t sinden bile bahsetmedim.Sinema çok güzeldi.Hepimiz kahkahalara boğulmuştuk.Bir ara salon Berk'in kahkahalarına  bile gülmeye başlamıştı.Açıkçası ben de dahil olmak üzere çok eğlenmiştik.Film bittikten sonra Berk bana ''Yakınlarda bildiğim güzel bir bar var,gidelim mi?''dedi.Herkes birbirinden bağımsız başka yerlere gidiyordu.Tamam itiraf ediyorum daha önce adamakıllı bir bara adımımı bile atmamıştım.Bara girdiğimizde cıstak cıstak diye  bir müzik çalıyordu.Berk her zamanki havalı tavrıyla daha önce adını duymadığım bir içki istedi.Sıra bendeydi ben ne istemeliydim ki?Kola?Soda?Of ne yapacağım şimdi ben?Rezil oldum.Hep bu babamın yüzünden. Tatil köyündeki dandirik diskodan başka bir yere götürmemişti beni.Zaten orada da meyve suyu içmiştim.Şimdi kocaman kız oldum ama bu konulara ne ilgim var ne de bu konularla alakalı bir bilgim.Ben de Berk'in istediği içkiden istedim.Artık şansımıza ne gelirse.Ve içkiler geldi Berk'in aksine ben elimdeki kadehi bir dikişte içtim.Bundan olsa gerek çift görmeye başladım.Yandım ben!Sarhoş mu oldum?Tamam şimdi düzelirim ben.Berk'in ''iyi misin?''lafına karşılık ben de ''iğjyim''demişim.Birden midem bulanmaya başladı ve kendimi lavaboda öğürürken buldum.Neyse ki düzelmiştim.Hemen Berk' eve gitmek istediğimi söyledim.O da -zavallıcık korktu mu ne ?-apar topar beni eve götürdü.Yolda saçma sapan bir şeyler sayıklasam da sağ salim(!) eve geldim.Zaten de ondan sonrasını hatırlamıyorum.Sabah olduğunda telefonumda 20 tane cevapsız arama ve baş ucumda koca bir demet papatya buldum.Kartta şöyle yazıyordu:''Dün gece çok güzeldi,umarım iyisindir,bir daha sana içki yok :)''yazıyordu.İçtiğim şey meğer en ağır içkilerden bir tanesiymiş.Neyse ki ucuz atlattım.Dışarıdan bir ses geliyordu.''İpeeeeek'' diye bağırıyordu.Pencereden aşağıya baktım bilin bakalım kim?TOLGA...

4.Bölüm:''Neler Oluyor?''

İstanbul'dan ayrıldıkça ve Bodrum'a yaklaştıkça kendime geliyordum.Bodrum'a geldiğimde annemi aradım-o sinirle evden nasıl çıktıysam anneme geleceğimi haber verememiştim-fakat annemin telefonu kapalıydı.Babamı aradığımda da telesekreter anlayamadığım bir kaç kelime söyledi.Ben de bir taksi tutup evin önüne geldim.Kapıyı bir kaç kez çaldım fakat açan olmadı.Sesimi duymuş olacak ki annemin karşı komşusu annemle babamın yurtdışına tatile çıktıklarını söyledi.Peki ama neden bana haber vermemişlerdi ki?Annem neyse ki evin anahtarını ne olur ne olmaz diye -adını yeni öğrendiğim-Nihal hanıma vermişti.Nihal hanıma teşekkür edip birkaç tembih dinledikten sonra sonunda eve girmeyi başarabilmiştim.Her zamanki gibi her yer derli topluydu.Hala anlam veremiyordum neden bana haber vermemişlerdi ki?Telefonum çaldı.Arayan-annem diye umuyordum-Can'dı.Bu da nereden çıktı şimdi?Okul zamanında takıldığım yegane arkadaşlarımdan biriydi Can.Halimi hatırımı sordu-canım benim ne iyi bir arkadaştı-,bir gün mutlaka lisedekileri toplayıp buluşmamız gerektiğini söyledi.Bu konuşmalar bana ilaç gibi geldi.İşte şimdi kendime gelebilmiştim.Biraz dışarı çıkıp bir kafede oturup buz gibi bir limonata içtim.Şu Bodrum -İstanbul'a göre-ne sakin bir yer,buraya geldiğimden beri herşeyi unutmuştum.Günler hızla geçti ve artık gitme vaktim geldi.Otobüse atladığım gibi evimin yolunu tuttum.Bir hafta boyunca tek başıma kafamı dinleme fırsatı bulabilmiştim ve artık evdeydim.Bu da ne böyle?Bu eşyalar da nereden çıktı?En sonunda anladım ki apartmana yeni biri taşınıyordu.Hayırlı olsun ne diyeyim.Asansörün gelmesini beklerken bozuk olduğunu farkettim.Eveeet İstanbul'a hoşgeldiniiiiz.Mutlu halimden şu an için eser kalmadı desem yeridir.Bavulumu gücümün yettiğince 3 kat çıkarmam gerekiyordu.Hadi bakalım başlıyoruz.1,2,3 bitti sandınız değil mi?Keşke bu kadar kolay olsa.Sadece üçüncü basamağa kadar çıkabildim .Yok bu böyle olmayacak.Ha gayret İpek derken -yorgunluktan olsa gerek-karşımdaki adama çarpmışım.Her şey yerlerde her yer darma duman oldu.Karşımdaki kişiden defalarca özür diledikten sonra bana bavulumu taşımaya yardım etti.Yardım etmek ne kelime çocukcağız 3 katı resmen ışık hızıyla çıktı.Kapıya geldiğimizde ''Merhaba,ben Berk buraya yeni taşındım''dedi.Ne yani bizim apartmana Akif Bey amcadan sonra taşınan ilk erkek hem de genç...Dur İpek sakin ol hayatında ilk defa mı erkek gördün sadece yeni taşınan komşun o senin.Ben de bu tanışma mersiminden sonra altta kalır mıyım?Elimi uzatıp ''Merhaba ben  İpek,tanıştığımıza memnun oldum,ve tekrar teşekkür ederim''dedim.Saçma bir bakışmadan sonra ben evime o da taşımacıların yanına geri döndü.Bavulumu bırakır bırakmaz telefonum deli gibi çalmaya başladı.Arayan Melis'ti.''İpek sen kaç gündür nerelerdesin,günlerdir arıyorum,neden açmıyorsun telefonunu sen?''dedi.''Dur bir dakika Melis sakin ol.Tatildeydim, annemlerin yanına Bodruma gittim.Yarın konuşalım olur mu?Şimdi çok yorgunum.''dedim.Ve telefonu hemen kapadım.Güzel bir duş aldıktan sonra dışarıdan bir şeyler sipariş ettim.Yarım saat sonra kapının ziline uyandım.Gelen bavullarımı taşıyan Berk'ten başkası değildi.''Yardıma ihtiyacın var mı?''dedi.Bu sırada durumdan öyle uzaklaşmışım ki Berk'in kıyafeti dikkatimi çekti.Bembeyaz bir gömlek giymişti,altında kot pantolonu ve spor ayakkabılarını da unutmamak lazım.Aslında çok sıradan gibi gözüken parçalar giymişti ama o kadar şıktı ki...Tekrar aynı soruyu duydum:''Yardıma ihtiyacın var mı İpek?'' ben de durumu anlamayarak ''Ne yardımı?Ne oldu ki?''dedim.''Sanırım bir şey yanıyor''dedi. Kafamı mutfağa doğru çevirdiğimde kalan pizzayı fırına koyduğumu ve mutfaktan dumanlar süzüldüğünü fark ettim.Sadece pizza yanığıyla olacak iş değildi bu.Birkaç dakika sonra dumanlardan kurtulmuştum.Berk'e tekrar tekrar teşekkür edip yalvar yakar kahve içmeye ikna etmiştim.Berk tam sözüne başlayacaktı ki aynı anda hem telefon hem de kapı çaldı.Bu da neydi şimdi?..Kapıdaki polis neyin nesiydi?

3 Eylül 2011 Cumartesi

Bölüm:3 ''Tolga İle Ciddiyet üzerine''

Dün geceki kapıma dayanmalar neydi peki?Hiçbir şeye anlam veremez oldum.Tolga da kızın yanında bitiverdi ve onu içeri yolladı.Bu ne ya?Bu Tolga'nın üzerindeki yani beline sardığı havlu mu?Ne yapmaya çalışıyor bu?O kadar sinirlendim ki Tolga'ya çabuk üstünü giyinmesini söyledim.O kadar bağırmışım ki apartmana giren çocuk annesine beni işaret ediyordu.Tolga sanki kankasıyla konuşuyormuş gibi bana  ''İçeri gelsene''dedi.İnat değil mi ben de içeri girmedim.''Tolga çabuk dışarı gel seninle bir şey konuşup gideceğim'' dedim.Artık sabrım taşmıştı.Neyse ki Tolga Bey(!) dışarı gelebilmişti.İkimiz de hiç konuşmadan yürüyorduk.Bomboş bir sokağa doğru ilerledik.Önce o başladı konuşmaya: ''Bak İpek ben de aslında neden bunları yaptığımı bilmiyorum,bilemiyorum.Tamam seninle güzel bir geçmişimiz var inkar etmiyorum.Senin de dediğin gibi biz ayrıldık.O gün sanki senin kapına dayanan ben, ben değildim.Neden geldin desen onu da bilmiyorum.'' dedi.Yani ben bu Tolga'yı ne yapayım?Ne kadar dengesiz bu çocuk ya insanı kendinden hem nefret ettiriyor,bir o kadar da kendine çekiyor.Bu sefer ben konuşmaya başladım tam konuşacakken telefonum çaldı.Arayan annemdi.Annemle babam ben üniversiteyi kazandıktan sonra Bodrum'a yerleştiler.Ben İstanbul'da kalmayı tercih ettim.Her zamanki annem işte uygunsuz zamanlarda halimi hatırımı sormaya bayılır kendileri.Telefonu kapadıktan sonra başlayamadığım sözüme devam ettim.''Tolga; bence sen ne yaptığını bilmiyorsun,yani o gün yaptığın neydi öyle,amaçsızca, saçma sapan ...''Tolga birden sözümü kesti.''Tamam neden yaptığımı öğrenmek mi istiyorsun''dedi.Bende''Evet''dedim.Tolga sanki başka birşey diyeceğimi beklercesine birkaç saniye konuşmadı.Zaten de evine  geri dönmüştük.Ben,Tolga yine bir şey saçmalar diye beklerken Tolga gözlerimin içine bakarak-daha önce hiç böyle bakmamıştı sevgili olduğumuzda bile-''Ayrıldıktan sonra bile aklımdan çıkmadın,çıkamadım,ya da ben çıkaramadım.Bilmiyorum her neyse ama  ben seni hala seviyorum''dedi ve beni öptü.Bu neydi şimdi birkaç duyguyu aynı anda yaşıyordum.Sinirlenmiştim ve o sinirle Tolga'ya tokat attım ondan sonra bir taksi çevirdiğimi bir de Tolga'nın suratındaki aptal ifadeyi hatırlıyorum.Eve geldiğimde kendimi süzme bir salak gibi hissediyordum.Ece'yi mi yoksa Melis'i mi Dilara'yı mı hiç olmadı annemi mi arayıp dertleşmeliyim yoksa üst kattaki Selma teyzeye mi çıksam o annemin yarısı gibidir.Kafamı dizine koyarım o da hem beni dinler hem başımı okşar öyle dertleşiriz fena mı?Yok yok Selma teyzeyi unut gitsin en iyisi ben Ece'yi arayayım da o gelsin .Ece'yi aramak üzere telefonu elime aldığımda telefonum çaldı.Bu da kimdi şimdi?Bu numarayı tanımıyorum ki?Hiç geçmeden telefonu açtım.Aloo.. Ben sey İpek ile mi görüsüyoreeem???Bu ses.. Bu ses bana bir yerden tanıdık geldi.Evet işte bu Tolga'nın yanındaki kızın sesine benziyordu.''Alo kimsiniz?Kiminle görüşüyorum demeye kalmadan telefon yüzüme kapandı.Kimdi bu kadın neden suratıma telefonu kapattı diye düşünürken Ece de beni düşünmüş olacak ki beni aradı.Her şeyi en ince ayrıntısına kadar anlattım.O bile olayların böylesine karışacağını tahmin edememişti.''Hemen geliyorum'' dedi.Beş on dakika sonra Ece yanımda oturuyordu.Bir güzel dertleştik arkadaşımla.Ben birden ağlamaya başladım.Ne yani bir de bunun için ağlıyor muyum ben.Sanki ben ağlamıyorum da yaşlar kendinden süzülüyordu..Ece hemen kutudaki peçeteden bir tane uzattı sonra bir tane daha sonra bir tane daha derken yarım saat sonra kendime gelmiştim.Etrafa şöyle bir göz attım yerler ve kanepe mendillerle doluydu.Bir an kendime yazık ettiğimi düşündüm ve bavulumu hazırlamaya koyuldum.Gideceğim yer belliydi kafamı biraz dinlemeye ihtiyacım vardı.Bavulumu aldım ve evden çıktım.Gidecektim... hiçbir şeyi düşünmeden...

Bölüm:2 ''Davetsiz Misafir''

Kapıyı açtığımda karşımda kimi göreyim?Tolga...Gözleri kıpkırmızı,ağzı burnu bir kenara kaymış,gömleği bir kenara kaymıştı. yani herşey karmakarışıktı.Tolga'nın neden ve nasıl bu hale geldiğine bir anlam veremiyordum.Önce bağıra çağıra beni unutamadığını falan söylüyordu.Belli ki Tolga sarhoş olmuştu ve resmen kapıma dayanmıştı.Ne yapacağıma bir türlü  karar veremedim.Tolga tam düşecekken onu kolundan tutup mecburen içeri aldım.Kızlar da şaşırmıştı,ben de... O kadar utanmıştım  ki kıpkırmızı oldum.Tolga birden ayağa kalkıp ''sensiz ben bir hiçiiiiiiiiiiiiim''diye bağırdı.Yani o kadar yüksek bir sesle bağırdı ki komşular evimi basacak diye ödüm kopmadı değil.Ben Tolga'ya ''Ne istiyorsun artık benden biz ayrıldık''dedim.Tolga da ''seniiiiiii seniiii istiyorum''demez mi.Kızlar başladılar gülmeye ama ben hala sinir içerisindeydim.Kalkıp Tolga'ya kahve yaptım ayılsın diye.Kahveyi getirdiğimde ''kahveyi içmeeem '' desede ben ona zorla o kahveyi içirdim.Bir iki laf daha etti ama sonra uyuyakaldı.Derin bir oh çektikten sonra kızlara dönüp bu gece beni yalnız bırakmamalarını söyledim.Onlar da seve seve kabul ettiler.Kızlarla etrafı toparladık. Hepimiz benim odama uyumaya gittik.Kızlara yer yatağı yaptım.Onlar kafayı koyar koymaz uyudular.Benimse gözüme uyku girmedi.Tolga'nın bu gece yaptıkları aklımı kurcalıyordu.Neden böyle bir şey yaptı?Hepsi bana olan aşkı için miydi?Ben bunları düşünürken birden Tolga ile tanışmamız aklıma geldi.Ne güzel günlerdi.Bir dakika ya biz ayrıldık hem de iki ay önce...Her şey bitti.Hem de o ayrılmak istemişti ben değil.Ben bunları düşünürken uyuya kalmışım.Sabah uyandığımda kızlar acil gitmeleri gerektiğini yazan bir notla evden çıkmışlar.Salona baktığımda Tolga hala uyuyordu.Ne yapacağımı bilemiyordum.Kızları arasam çok mu ayıp olurdu?Ne de olsa acil bir işleri çıkmıştı.Benden acil neleri olabilir ki?Ben onların en yakın arkadaşıyım.Tamam biraz abarttım galiba onlar benim arkadaşlarım ama onların da bir hayatı var.Kendime bir kahve yaptım ve yanında da elma yedim-gerçekten çok tok tutuyor-Mutfağı toparlarken kapının kapandığını fark ettim.Salona baktım,Tolga yoktu.Gitmiş...Ne oldu buna böyle??Televizyonda bir iki programa baktım.Telefonum çaldı arayan Tolgaydı.Dün akşam için çok özür dilediğini, sarhoşken kendini kontrol edemediğini söyledi.Hiçbir şey hatırlamıyormuş.Tolga benden tekrar tekrar özür dileyip telefonu kapadıktan sonra Dilara'yı aradım.Yarım saat sonra Dilarayla kafede buluştuk.Olanları ona anlattım.Duyduklarından olacak ki Dilara'nın ağzı açık kaldı.Tolga'dan hesap sormam gerekiyordu.Eve gidip üstüme adamakıllı birşeyler giyip hızlıca evden çıktım.Taksiye binip Tolga'nın evine gittim.O gece neden kapıma dayandığını açıklamalıydı.Merdivenleri hızlıca çıktım.Tolga'nın kapısını çaldım.Kapı açıldığında bir de ne göreyim ?Geçen gün Tolga'nın yanında gördüğüm kız...

bölüm:1'' Her şey yolunda derken''

Bugün ne güzel bir gün.. O kadar mutluyum ki bu mutluluğumu alışveriş yaparak perçinlemek istedim.Ama cepte de para yok.Olsun'' İlla ki bir şey almam  mı gerek?'' diye düşündüm.En yakın arkadaşlarım Ece ve Melis'i aradım.Ece yeni bir alışveriş merkezi keşfetmiş.Bizi arabasıyla oraya götürdü.
Hiçbir şey almayacağım demiştim değil mi?Ama olmadı.Dayanamadım.Ne gördüysem aldım-tabii ki kredi kartıyla-  herşey buraya kadar iyiydi.Ta ki karşıdan gelen kişiyi görene kadar.Bu ge..gerçek olamaz,olmamalı.Karşımda gördüğüm kişi 2 ay önce ayrıldığım Tolga'dan başkası değildi.Ayrılmamıza rağmen sanki onu ilk gördüğüm günki gibi heyecanlanmıştım.Bende neden heyecanlandığımı anlamıyordum.Birden ayaklarım beni Tolga'nın yanına götürdü.İstemsizce ''Merhaba Tolga,nasılsın?''dedim.Eyvah ne yaptım ben!!!Tabii ki Tolga da her zamanki havalı bakışıyla ve çok şaşırmış bir şekilde ''Me...mee..merhaba İpek'' dedi.Allah Allah ne olmuştu bu çocuğa böyle yoksa benden ayrılınca üzüntüden kekeme mi oldu zavallıcık.-cık mı??Hey kendine gel İpek,bu kadar da zavallı değilsin,hatta hiç değilsin.Gak guk diye diye zor olsa da bir parça konuştuk.Yanındaki kız -Tolga böyle kızlardan hoşlanmaz ki-tam bir boya küpüydü.Kızda hiç  doğallık yoktu.Amaan beni hiiiç ilgilendirmez.Bir ara kız'' Ben surdaki maağzaya bakıjaam ''dedi.Ben o laftan sonrasını hatırlamıyorum zaten.Kızların yanına geri dönmüşüm.Dödüğümde onlar da Tolga'nın bu durumuna anlam veremediler.Daha sonra kızlarla epey bir dolaştık ve bana gitmeye karar verdik.Son çıkan bir filmin dvd sini aldık ve doğru yola koyulduk.Dvd yi açtık,mısırlarımızı da patlattık, başladık filmi seyretmeye.Birden kapı çaldı.Bu saatte gelen kimdi ki?..

2 Eylül 2011 Cuma

aklıma bir fikir geldiii!!

evet yeni fikirlerimle karşınızdayııım:) bundan sonra moda haberlerinden pek bahsetmeyeceğim.sizlere kurguladığım hikayeleri yazacağım.Umarım beğenirsiniz:))