15 Eylül 2011 Perşembe

10.Bölüm:''Kütük tersten okuyunca da kütüktür''

''Berk çabuk yukarı gel seninle bir şey konuşmam gerek ama önce şu elini yüzünü yıka.''dedi Berk'in annesi.Hepsi benim suçum.Ya Berk'le aramız bozulursa.Ya hiçbir şey eskisi gibi olmazsa.Ama ben de nereden bilebilirdim ki onların geleceğini.Yukarıdaki bağırışlar çağırışlar çoktan kulağıma gelmeye başlamıştı.''Bu mu bana tanıştıracağın kız?Öve öve bitiremediğin kız bu muydu yani.''Gerçekten sinilerim bozulmuştu.Koltuğa oturup ağlamaya başladım.''Ben bu sözleri işitecek kadar ne yaptım?Sadece birazcık eğlenmek istemiştim.''dedim.Berk'in babası yanıma oturdu.Nasıl olduysa ''Merak etme İpekciğim anneler oğullarının ciddi bir ilişkiye başlamalarını kabullenemezler.Çünkü anneler oğullarını hala çocuk gibi görürler.O yüzden sen hiç merak etme bu duyduklarının hiçbiri seninle ilgili değil.Ne yaparsın annelik içgüdüsü işte.''dedi.Annesiyle Berk aşağıya indiklerinde Berk kıpkırmızı olmuştu.Onun o haline öyle üzülmüştüm ki...
Annesi bana kötü kötü bakıyordu.Öylesine kötü bakıyordu ki benden iğrendiğini düşünür hale gelmiştim.Annesi ağzını eliyle kapatıyordu.Sanki az sonra gülecekmiş gibi.Herkes bana bakmaya başlamıştı bile.Neler oluyor?Kafam allak bullak olmuştu.Hepsi bir ağızdan gülmeye başlamışlardı.Ben hala bir şey anlamamıştım.Berk de ''Gel hayatım seninle bir şey konuşmam gerek''diyerek beni mutfağa götürdü.''Neler oluyor Berk? Annen az önce benim hakkımda neler diyordu şimdi ise gülmekten kendini alamıyor.''dedim.Bu da ne şimdi sesim mi titriyor benim yoksa ağlayacak mıydım.Boğazım düğüm düğüm olmuştu.Biraz daha konuşursam resmen ağlayacaktım.Ve evet başlıyoruz.Ağlamaya başlamıştım bile.''Aman da aman benim sevgilim ağlar mıymış''dedi Berk.''Ne?''dedim.Ama hala ağlıyordum kendimi durduramıyordum.Hıçkırıklara boğulmuştum.''Hepsi benim yüzümden''diyip Berk'e sarıldım.''Tamam İpek sakin ol herşeyi sana anlatacağım.''dedi Berk.''Çoğu kez annem böyle konuştu ve beni sevdiğini zannettiğim kişiler bu duruma tahammül edemeyip çekip gitmeyi tercih ettiler.Çünkü çekip gitmek onlara daha kolay geldi.Sen ise kalbinin sesini dinledin ve burada kaldın.Çekip gitmedin.İşte ben sana bu yüzden aşık oldum.''dedi.Böyle çok komik görünüyorsun aşkım hadi sen de elini yüzünü yıka her tarafın un olmuş.Alnında da yumurtanın sarısı kalmış.Hadi yıka da gel.dedi Berk.Aşağıya indiğimde Berk'in annesi sanki demin söylediklerini  unutmuş, adeta bir melekti.Babası zaten çok iyimser biriydi.Kısacası onları kendi annem babam gibi sevmiştim.Olayları tatlıya bağladıktan sonra onlar evlerine gittiler.Berk de beni dışarı çıkarmak için üstünü değiştiriyordu.Ben de koltuğa oturmuş Berk'i bekliyordum.Berk'in telefonu çaldı ben de kapanmasın diye açtım merdivenlerden yukarı çıktım bir yandan da hattın diğer ucundaki kişiyle de konuşmaya çalışıyordum.pek iyi bir ingilizcem olmasa da çat pat bir şeyler konuşmaya çalıştım.Sophia mı?Bu geçen gün Berk'in bağıra çağıra konuştuğu kız değil miydi?Aaa!Bu kız azıcık türkçe biliyor.''Yok efendim Berk'le aralarını ben bozmuşum da bilmemne...''Odaya çıktığımda ''Berk bu da ne demek oluyor?Sophia kim?''dedim.''Önemsiz birisi hiç verme telefonu hatta kapat.''dedi.Ben de kapadım.Ertesi sabah bavullarımızı hazırladık.Akşam İstanbul'a sevgili apartmanımıza geri dönecektik.Son günümüzde dışarı çıkıp yepyeni son moda kıyafetler aldık.Ordan yemek yemeğe gittik.Yeni aldığımız fotoğraf makinesiyle bir sürü fotoğraflar çekmiştik.Kısacası çok eğlenmiştik.Annemlere hediyeler aldıktan sonra eve dönmüştük.Torbaları yere bırakır bırakmaz kapı çaldı.Bu saatte bu kadının ne işi var burada?Ben bu kadını bir yerden tanıyorum sanki.Hah evet buldum benim adres sorduğum kadındı bu.Ama yine de bu saatte burada ne işi vardı?Berk'e koşup sarıldı,bir de üstüne üstlük yanağından öptü.''Tanışıyor musunuz Berk?''dedim.''Yani....''dedi Berk.Kadın kendini tanıttı.Adı Sophia'ymış.O an bir şeyler döndüğünü farkına vardım.Kadın Berk'e sülük gibi yapışıyordu.Sanki Berk'in sevgilisi ben değilim de Sophia'ymış gibi...Ne?Ne dedim ben?Sülük gibi yapışıyordu dedim.Hayır hayır ondan sonra ne dedim?Berk'in sevgilisi ben değilim de Sophia'ymış gibi.dedim.Sabırla kadını gitmesini bekliyordum.Hah işte gidiyor.Kadın gider gitmez Berk'ten hesap sormaya başladım.''Kim bu kadın Berk?'' ''Eski bir arkadaş ya okuldan''dedi.''Hiç de okuldan arkadaşa benzemiyor.Resmen ağzına düşecekti.'' ''Ne yani yalan mı söylüyorum ben şimdi?''dedi.''O kadını kim olduğunu bana açıklayacaksın hem de hemen.''dedim.''Kıskandın mı şimdi sen beni?''dedi Berk.''Yok canım ne kıskanması-KIS-KA-NI-YO-RUM-ama sana o kadar yakın olması hoşuma gitmedi.''dedim.''Bu konuyu kapasak artık canımı sıkmaya başladı.''dedi.''Ne olur canın sıkılırsa Sophia gelirken canın sıkılmıyor.Keyfin pek yerindeydi.''dedim.''Siz kadınlar yok mu her şeyi en ince ayrıntısına kadar didikliyorsunuz.''dedi.''Konuyu değiştirme kimdi o kadın diyorum'' ''Yeter artık eski sevgilimdi memnun oldun mu?İçin rahat etti mi?Senin eski sevgilin Tolga nasıl varsa Sophia da öyle var.'' dedi Berk.İnanamıyorum bu Berk mi?Sadece ''Ne?''diyebildim.''Ya tamam özür dilerim İpek öyle demek istemedim.İpek herşeyi sana anlatacağım dedi.Uçakta bir tek kelime bile etmiyorduk.Berk defalarca özür dilesede beni gerçekten çok kırmıştı.İstanbul'a indiğimizde Berk'e hiçbir şey söylemeden bir taksi tutup eve gittim.Saat de epey bir geç olmuştu.Kapıyı açtığımda hayretler içinde kaldım.Çünkü yerler gül yapraklarıyla doluydu.Sehpanın üstünde bir not yazıyordu:SENİ SEVİYORUM....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder