7 Eylül 2011 Çarşamba

9.Bölüm:''Oyun Daha Yeni Başlıyor''

Neyse ki korktuğum başıma gelmemişti.O karanlıkta pek seçememiş olacağım ki bu kutu yüzük kutusuna göre gayet büyükmüş.Berk kutuyu açtı.Kutunun içinden ışıl ışıl parlayan bir kolye çıktı.''İnanmıyorum Berk bunu bana mı aldın?'' ''O akşam doğum günü hediyeni verememiştim,her  şey o kadar ani gelişti ki...''dedi.Saçlarımı tepemde topladıktan sonra Berk o muhteşem kolyeyi boynuma taktı.Kolye öylesine güzeldi ki eve gidene kadar ona dokunup durdum.''Çok teşekkür ederim, doğum günümde aldığım en güzel hediye bu''dedim.Berk de gülümseyerek bana baktı.Ama sanki gözlerinde bir mutsuzluk vardı zorla gülüyordu.Hiç bozuntuya vermedim.Eve geldiğimizde Berk suratıma suçlu suçlu bakarak''Bir aylığına Amerika'ya gitmem gerekiyor.Babam şirketteki bazı işleri bana devredecekmiş.''Berk gideceğini söylediği an çok üzüldüm.Ama aklıma nur topu gibi fikirler gelmeye başladı bile.Berk'e ''Peki,tamam.Bir ay dediğin nedir ki ?Göz açıp kapayıncaya kadar geçer.''dedim.Berk biraz afallayıp suratıma manasızca baktı.İki gün sonra yola çıkacakmış.Berk'e bavulunu hazırlamasında bir güzel yardım ettim.Amerika'nın tam olarak neresine gideceğini,şirketin adını her şeyi ama her şeyi Berk'ten öğrendim.İki gün sonra Berk yola çıkmaya hazırdı.''Bak hayatım iki gün bile ne çabuk geçti,bir ay da işte böyle geçecek.''dedim.Berk herhalde benim salya sümük ağlamamı bekliyordu.Uçağın anonsuyla Berk'le vedalaştım o da uçağa bindi.Son beş,dört,üç,iki,bir ve sıfıııııırrr.Berk'e bay baaay.Berk Amerika'dayken ben İstanbul'da durur muyum?Berk'in uçağından sonraki uçuşa yerimi ayırtmıştım bile.Bir kaç dakika sonra ben de Amerika'ya uçuyordum.Çılgınlık bu yaptığım!Madem Amerika tam bana göreymiş,görün bakalım Berk bey nasıl geliyormuşum oralara.Ve işte bu uzun yolculuktan sonra ben de Amerika'daydım.Her sürprizi Berk bey mi yapacak biraz da biz yapalım değil mi?İtiraf ediyorum Amerika'da hiç bir yeri adam akıllı bilmiyordum.Yolumu şaşırıp zenci çetelerinin olduğu sokaklara girersem tuzla buz olurdum mazallah.Telefonum çalıyor.Korktuğum başıma geldi çünkü arayan Berk'ti.''Alo aşkım nasılsın?Merak etme çoktan geldim Amerika'ya.Şimdi evdeyim.Annem ve babamla hasret gideriyorduk.Eee?Sen ne yapıyorsun?'' ''İyiyim hayatım, ne olsun evdeyim,seni özledim.''dedim.''O seslerde ne hayatım?''dedi Berk.Eyvah!Şimdi yandım işte.''Şey...Hayatım yabancı haber kanallarına merak saldım da ingilizcemi geliştirmek için.''diye saçma sapan bir yalan uydurdum.''Hımm...Ne zaman böyle şeylere merak saldın anlamadım.Bu arada anneme internetten senin resmini gösterdim ve şimdi de senden bahsediyorduk.Seni çok sevdiler,selam söylüyorlar umarım yüz yüze de görüşürsünüz.''dedi.''Teşekkür ederim,sen de onlara benim selamımı ilet.''dedim.''Şimdi kapamam gerekiyor''dedi.''Sonra tekrar aramayı unutma ama ''dedim.''Peki tamam ararım,hoşçakal''dedi ve telefonu kapadı.Bir bayana elimdeki adresi uzatıp evin nerede olduğunu sordum.O gerçi tarif etti ama taksiyle gidersem evi daha kolay bulabileceğimi söyledi.Taksiden indikten sonra evin önünde birkaç dakika bekledim.Yolun sonundaki ev de Tolga'nın bahsettiği eviydi.Şu anda önünde durduğum ise annesiyle babasının eviydi.Berk'in evine doğru yürümeye başladım.Ev harika gözüküyordu.İki katlı müstakil bir evdi.Kocaman bahçesi,çiçekleri,ışıklarıyla göz kamaştırıyordu.Kapıyı çaldım fakat açan olmadı.Berk'i aradım,telefonu açar açmaz ''Demek hasretime dayanamayıp benden önce davrandın.''dedi.''Evet,hem özledim hem de aklıma bir şey takıldı,sen şu an neredesin?'' ''Ben şu an şirketten çıktım ve arabamla eve doğru geliyordum,neden sordun?Önemli bir şey olmadı ya?''dedi. ''Yoo...Sadece merak etmiştim,peki tamam sonra görüşürüz''diyerek telefonu kapadım.Eyvah geliyordu.Nereye saklansam?Bu sürpriz bozulmamalıydı.Garaja doğru ilerledim ama garaj kapalıydı.Çareyi çitlerin arkasına saklanmakta bulmuştum.Gerçi bavulumun bir kısmı gözükse de Berk'in o yorgunlukla göreceğini pek zannetmiyordum.Evet ve işte Berk de geldi.Arabasını garaja koyduktan sonra-bu araba İstanbul'dakinden çok daha güzeldi-yorgun adımlarla kapıya doğru yürüyordu.Daha kapıya gelmeden telefondaki kişiyle hararetli hararetli konuşuyordu.Arada bir ''SOPHIA''adını duysam da net bir şey duyamamıştım.Kapıyı çaldığımda Berk hala telefonla konuşuyordu ve ingilizce ''Sophia her şey çoktan bitti.Hala anlamıyor musun?''dedi.-biz de bu kadarını anlayabiliyorduk-Beni karşısında görünce öyle şaşırdı ki telefonun ucundaki kişiyle de konuşmasını sonlandırdı.''İpek?Senin ne işin var burada?Nasıl geldin?Nasıl buldun burayı?''dedi.''Sağolsun bir bayan bana yolu tarif etti ben de taksiye atladığım gibi geldim.Hadi beni içeri almayacak mısın?''dedim.''Hayır!hayır! yani eve alacağım da seni bir anda karşımda görünce çok şaşırdım.Geleceğini hiç düşünmemiştim''dedi.''Birkaç saat sonra Berk'le birlikte yemek yapıyorduk.Sıra çorbanın terbiyesini yapmaya gelmişti.''Demek gelmemi beklemiyordun.Şimdi sen görürsün''der demez unu Berk'in suratına attım.O da bana karşılık verdi.Ben hiç durur muyum yumurtayı kaptığım gibi Berk'e ...Off ıskaladım.Berk beni tam alnımın ortasından vurmuştu ki kapı çaldı.''Dur Berk ben açarım.''dedim.Bunları söylerken de bir taraftan gülüyordum.Kapıyı açmamla ''Berk!Oğlum biz geldik''sesini duydum.Eyvah!Berk'in annesiyle babası...Annesi bir bana bir Berk'e baktı.''Neler oluyor burada?''dedi.-Neler olmuyor ki müstakbel kayınvalideciğim!Sonunda yüz yüze görüşebilmiştik(!)Vallahi bu halimden sonra Berk'le devam etmemiz biraz şüpheli(!) gibi görünüyor....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder